Adalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Adalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Haz 2015

Pınarla Hayat ile Hafta Sonu Ada Bulusması

Bu yıl yaz bir türlü gelmek bilmedi.Hatta hafta içi sadece iş yeri penceresinden görebildiğimiz güneş,hafta sonu toptan kaybolup yerini çoğu zaman yağmura bıraktı.
Birkaç hafta önce sevgili arkadaşım Pınar gezisinden bahsedince bu ara hafta sonları sıkça çalışan eşe ve bu yüzden beraberimde götürülmesi gereken iki küçük çocuğa rağmen davetini kabul ettim.

İstanbul'a yerleşir yerleşmez ilk gitmek istediğim yer Adalar,özellikle de Büyükada'ydı.Hafta sonu kalabalığı düşünülerek planlar önce Burgaz sonrasında da Heybeliada üzerine planlar yapıldı ve beklenen gün havanın iyi olması için dua edilerek geri sayım yapıldı.
Sabah Kabataş iskelesinde buluşarak 9.00 vapuruna bindik.Konulan ek sefere rağmen vapur oldukça kalabalıktı.Pek çok kişinin örtü sererek yerlere,merdivenlere oturduğu görüntü hiç hoş olmasada yer bulduğumuza sevinerek yolculuğumuza başladık.
 Bir saat on dakikalık seyahatin ardından Burgazada'ya vardık.Ada'ya girer girmez her sokaktan çıkan faytonlar,bahçesi balkonu bol çiçekli evlerle karşılaştım ve kendimi şehir'de değil de adeta bir tatil beldesinde hissettim.
 Sabahın erken saatlerinde ada sakin,manzara muhteşemdi.

 Kısa bir yürüyüşle ada sokaklarında dolaşarak Sait Faik Abasıyanık'ın şu an müze olan evine vardık.
Bunca yaşanmışlığıyla bu ev ayrı bir yazının konusu olur.Yazarın önceleri yazları annesiyle birlikte kaldığı,hastalığının ortaya çıkmasından sonra ise yaşamının son 10 yılını geçirdiği köşkte insanı düşündüren birbirinden güzel detaylar var.


Heybeliada'ya geçtiğimizde yorgunluğumuzu atmak ve bir şeyler atıştırmak için sahilde bulunan cafelerden birinde oturup sohbet ettik ve bundan sonraki durağımız olan piknik alanına gitmek için plan yaptık.
İstanbul'a atama istemeden önce alternatiflerimizden biri de Heybeliada'ydı.Ada'yı görünce acaba mı demeden edemedim.
Fayton ve bisikleti bol olan bir yolda havanın tadını çıkarak yarım saate yakın bir süre yürüdük.Değirmenburnu Tabiat Parkı muhteşem manzarasıyla güzel bir gün geçirmek için oldukça ideal.İster mangalınızı yakın isterseniz kahvaltınızı yapın.Burada içeceğiniz bir bardak çay bile tüm yorgunluğunuzu atmaya yetecektir.
Üstelik piknik masalarının hemen yanında bulunan park sayesinde çocuklar da pek bir mutlu oluyorlar.
Biz kendi aramızda organize olup evden kendi hazırladığımız yiyecekleri getirdik.Uneller ise Pınar aracılığı ile bize sürpriz yaparak günümüze lezzet kattı.
Günün bundan sonraki kısmı bol bol sohbet ederek birbirimizi daha yakından tanımakla geçti.




Pınar'ın bizler için elleriyle hazırladığı çiçekli taçlar,lezzetli kurabiyeler ve bu günü hiç unutmamızı sağlayacak anı kartları sayesinde hepimizin yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti.



Son olarak evlerimize dönmeden önce bir ayak selfiesi olmazsa olmazdı.Sahilde içilen son kahvelerin ardından cebimizde güzel anılar biriktirmiş olarak vapura bindik ve evlerimizin yolunu tuttuk.
Son fotoğrafta günün bitmek tükenmek bilmeyen enerjisinin sarj olmaya çalışması üzerine olsun...
Bizi organize ederek bu güzel günü geçirmemizi sağlayan Pınar'a çok çok teşekkür ediyor ve buradan çok çok sevgilerimi gönderiyorum.

Kimlerle birlikteydik?

Tasarım:Sawako Kuronuma