İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kas 2015

ROMEO&GIULIETTA MÜZİKALİNDEN İZLENİMLER

Blogta daha önce duyurusunu yaptığım Romeo&Giulietta Müzikali 03.11.2015 akşamı Zorlu Performans Sanatları Turkcell Sahnesinde yaptığı Gala ile sanat severleri ağırlamaya başladı.
Steigenberger Maslak Otel sponsorluğunda 8 Kasım tarihine kadar sahnelenecek oyunu dün akşam izleme fırsatı buldum ve sıcağı sıcağına bahsetmek istedim.
William Shakespeare’in ölümsüz aşk öyküsü “Romeo e Giulietta”, müziği, sözleri ve oyuncularıyla “güzelliğe ve farklılığa adanmış bir ilahi” olarak sadece 8 gösteri için yoğun istek üzerine tekrar İstanbul’a geldi. 
45 sanatçının rol aldığı gösteri,muhteşem kareografisi ve müzikleri ile hepimizi büyüledi.

*23 sahne değişimi ve 270’ten fazla kostümün kullanıldığı oyunun sahne arkasında 40 teknisyen, 6 kişilik iletişim ekibi ve 15 kişilik yapım ekibi görev yapmış. Romeo Giulietta 'da kullanılan birbirinden güzel dekor ve kostümler 13 tır ile İstanbul'a getirilmiş.

Oyun dilinin İtalyanca olması ile ilgili çekincelerim vardı ancak türkçe çeviri desteği ve ekibin performansı sayesinde konuya hakim olmam hiç zor olmadı.

1992 ve 1994 doğumlu Devide Merlini ve Giulia Luzi'nin Romeo ve Giulietta'yı canlandırdığı oyunda müzikler kadar danslarda ilgimi çekti.Oyuncular sahnede dans ederlerken adeta ayakları yere değmiyor gibiydiler.Muhteşem sesleri ve şarkılarıyla da oyunu kalbimizin derinliklerinde hissetmemizi sağladılar.

Oyunda bir balkon sahnesi var ki en beğendiğim bölümlerden biri o sahne oldu.Tüm sahneler bitip sıra seyirciyi selamlamaya geldiğinde ekibin enerjisinden hiçbir şey eksilmemiş ve bu enerji salonda yükselen alkışlarla karşılık bulmuştu.
Müzikal sonrasında kulis ziyareti yapma şansı bulmuş olmak ise beni en çok heyecanlandıran detaylardan biri oldu.Giyinme odaları,kostümler,sahnede kullanılan aksesuarları görme şansı elde elde ederken sahne arkasının büyüklüğü karşısında hayrete düştüm.

Oyunda başrol oynayan oyuncularla karşılaşıp tebrik edebilmek ve hatıra fotoğrafı çektirmek ise paha biçilemezdi.

Birbirine düşman iki ailenin çocuklarının birbirine olan umutsuz aşkını konu alan müzikal 8 Kasım'a kadar sahnede olacak.İstanbul'da yaşayıp gitme şansınız varsa kulaklarınızdan ezgileri silinmeyecek bu gösteriyi mutlaka izlemenizi öneririm.

2 Kas 2015

DAVETİYEM VAR : ROMEO&GIULIETTA MÜZİKALİNE HAZIR MISINIZ?

Sonsuz aşkın müzikle dansına hazır mısınız?

Ölümsüz aşkın hikayesi yoğun istek üzerine 8 gösteri için yeniden İstanbul'da...
İtalya'da sahnelenmiş en büyük bütçeli oyun olan Romeo&Giulietta 8 ay içinde 400 bin'i aşkın seyirci tarafından ayakta alkışlanmış. 45 sanatçının rol aldığı bu görsel şölen 3-8 Kasım tarihlerinde Zorlu PSM'de hayat bulacak.
Ben 3 Kasım akşamı bu müzikali izlemek için gün sayarken bir izleyicim de 5 Kasım gösterisine bir davetiye kazanacak.
Bunun için instagram profilimde paylaştığım müzikal görselinin altına iki arkadaşınızı etiketlemeniz yeterli...
İnstagram profilime buradan ulaşabilirsiniz.

Şimdiden keyifli seyirler...

3 Haz 2015

Pınarla Hayat ile Hafta Sonu Ada Bulusması

Bu yıl yaz bir türlü gelmek bilmedi.Hatta hafta içi sadece iş yeri penceresinden görebildiğimiz güneş,hafta sonu toptan kaybolup yerini çoğu zaman yağmura bıraktı.
Birkaç hafta önce sevgili arkadaşım Pınar gezisinden bahsedince bu ara hafta sonları sıkça çalışan eşe ve bu yüzden beraberimde götürülmesi gereken iki küçük çocuğa rağmen davetini kabul ettim.

İstanbul'a yerleşir yerleşmez ilk gitmek istediğim yer Adalar,özellikle de Büyükada'ydı.Hafta sonu kalabalığı düşünülerek planlar önce Burgaz sonrasında da Heybeliada üzerine planlar yapıldı ve beklenen gün havanın iyi olması için dua edilerek geri sayım yapıldı.
Sabah Kabataş iskelesinde buluşarak 9.00 vapuruna bindik.Konulan ek sefere rağmen vapur oldukça kalabalıktı.Pek çok kişinin örtü sererek yerlere,merdivenlere oturduğu görüntü hiç hoş olmasada yer bulduğumuza sevinerek yolculuğumuza başladık.
 Bir saat on dakikalık seyahatin ardından Burgazada'ya vardık.Ada'ya girer girmez her sokaktan çıkan faytonlar,bahçesi balkonu bol çiçekli evlerle karşılaştım ve kendimi şehir'de değil de adeta bir tatil beldesinde hissettim.
 Sabahın erken saatlerinde ada sakin,manzara muhteşemdi.

 Kısa bir yürüyüşle ada sokaklarında dolaşarak Sait Faik Abasıyanık'ın şu an müze olan evine vardık.
Bunca yaşanmışlığıyla bu ev ayrı bir yazının konusu olur.Yazarın önceleri yazları annesiyle birlikte kaldığı,hastalığının ortaya çıkmasından sonra ise yaşamının son 10 yılını geçirdiği köşkte insanı düşündüren birbirinden güzel detaylar var.


Heybeliada'ya geçtiğimizde yorgunluğumuzu atmak ve bir şeyler atıştırmak için sahilde bulunan cafelerden birinde oturup sohbet ettik ve bundan sonraki durağımız olan piknik alanına gitmek için plan yaptık.
İstanbul'a atama istemeden önce alternatiflerimizden biri de Heybeliada'ydı.Ada'yı görünce acaba mı demeden edemedim.
Fayton ve bisikleti bol olan bir yolda havanın tadını çıkarak yarım saate yakın bir süre yürüdük.Değirmenburnu Tabiat Parkı muhteşem manzarasıyla güzel bir gün geçirmek için oldukça ideal.İster mangalınızı yakın isterseniz kahvaltınızı yapın.Burada içeceğiniz bir bardak çay bile tüm yorgunluğunuzu atmaya yetecektir.
Üstelik piknik masalarının hemen yanında bulunan park sayesinde çocuklar da pek bir mutlu oluyorlar.
Biz kendi aramızda organize olup evden kendi hazırladığımız yiyecekleri getirdik.Uneller ise Pınar aracılığı ile bize sürpriz yaparak günümüze lezzet kattı.
Günün bundan sonraki kısmı bol bol sohbet ederek birbirimizi daha yakından tanımakla geçti.




Pınar'ın bizler için elleriyle hazırladığı çiçekli taçlar,lezzetli kurabiyeler ve bu günü hiç unutmamızı sağlayacak anı kartları sayesinde hepimizin yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti.



Son olarak evlerimize dönmeden önce bir ayak selfiesi olmazsa olmazdı.Sahilde içilen son kahvelerin ardından cebimizde güzel anılar biriktirmiş olarak vapura bindik ve evlerimizin yolunu tuttuk.
Son fotoğrafta günün bitmek tükenmek bilmeyen enerjisinin sarj olmaya çalışması üzerine olsun...
Bizi organize ederek bu güzel günü geçirmemizi sağlayan Pınar'a çok çok teşekkür ediyor ve buradan çok çok sevgilerimi gönderiyorum.

Kimlerle birlikteydik?

Tasarım:Sawako Kuronuma